Allah'ıma binlerce kez şükrediyorum askere gitmeden sivil hastaneden rapor aldığım için.
Raporumu kimseye göstermeden, şubeyle filan da uğraşmadan gidip birliğime teslim oldum. Katılım muayenesinde raporu gösterip oradaki asteğmen doktordan hastaneye sevk yazmasını istedim. Yazdı, sağolsun. 18 günlük bekleyişin ardından hastaneye gittim.
GATA'da başıma büyük bir şey gelmedi. Hakaretler, tehditler, insan yerine koymamalar, anne babamdan genetik geçen hastalık için "hasta olurken bana mı sordun" lafları falan hiç önemli değil. “Ben bu halimle birliğe gidersem ne olacak” dediğimde, hiç unutmuyorum, G. Yüzbaşı "öl, geber! Ne yapayım ben sana" lafını etmişti. İşte zihniyet bu. Sonunda kavga dövüş raporumu alıp askerlikten kurtuldum Allah'ıma bin şükürler olsun.
Eğer kalsaydım ya ölürdüm ya öldürülürdüm ya da hapis cezası yerdim, ben kendimi biliyorum.
Yine Allah'a şükür ki hastalığım genetik, dolayısıyla çocuklarımı da askere göndermeyeceğim inşaallah. Bu konuda Allah'tan tek dileğim genetik aktarımın küçük çaplı olması. Böylece ömür boyu çocuklarımın hastalığıyla uğraşmam ve onları askerlikten de kurtarırım.
Ancak askerlik sürecinde gördüğüm bir şeyi yazmadan geçemeyeceğim: Bir hasta asker sırf rütbelilerin birisi zamanında ona gıcık olduğundan ya da inanmadığından raporunu 9 yılın sonunda benimle beraber aldı. Adam evli ve çocukluydu. Bu arada sigortasız, güvencesiz, maaşsız geçici işlerde köle gibi çalışarak ailesini geçindirmeye çalışıyordu. Hava değişimi parası olmasa açlıktan perişan olacak durumdaydı. 9 yıl, tam 9 yıldır tedavisi sürüyordu güya.
Yatan diğer askerlerin de bu askerden pek farkları yoktu. Aynı bölükten birlikte geldiğim arkadaşıma ise yapılan muamele ise daha feciydi. Adam veremliydi, neredeyse ölecekti. Bırakın hastalıktan geldiği hali, sadece verem bulaşıcı olduğu için bile adamı birliğe göndermemeleri lazımken adamı 3 günde adamı geri gönderdiler.
Bir de kendi raporumu alırken farkettiğim önemli bir şey var: G. Yüzbaşı bana “geber ne yapayım” dedikten sonra sivilde devlet memuru olduğum için erişimim olan bir doktorla üç saat konuştum. O bana bütün kanun ve yönetmelikleri anlattı. Ben de sabah bunları GATA’daki doktorlara anlattığımda tüm uygulama değişti. Hatta halihazırda yazılmış olan “birliğe gideceksin” raporum bile değişti, hemen çürüğe ayırdılar beni.
İşte bu olaydan sonra farkettim ki bunlar Mehmetçiğe değer vermeseler de korktukları bir şey var; o da kanun ve yönetmelikleri bilen, sivilde hakkını arama şansına sahip olabilecek bireyler. Bunlarla karşı karşıya geldiklerinde çok korkuyorlar ve kitapta ne yazıyorsa aynen uyguluyorlar.
Onun için siz siz olun, sivildeyken her türlü yasa, yönetmelik, talimat hepsini internetten araştırın ve öğrenin. Askerliğiniz bittiğinde hakkınızı arayacağınızı da hissettirin onlara.
İsimsiz, bize ulaşan eski asker