Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Subayın Askere Duyduğu Nefret

Yıl 2002, yer Mardin/Kızıltepe.

Ben o zaman askerliğimi 3.Tabur Karargah Bölüğü’nde yapıyordum. Bir takım komutanımız vardı, üsteğmendi. Askerlerden öyle bir nefret ederdi ki inanılmaz. Ben askerliğim süresince onun askerlere yaptıklarına utançla şahit oldum ve askere gelirken taşıdığım o tertemiz duygular onun sayesinde kaybolup gittti.

Bir gün havan eğitimi yapıyorduk, ben havan manga komutanıydım, arkadaşım Ş.F. de havan nişancısıydı. Ancak havanın ayağı arızalı olduğu için bir türlü doğru nişan alamıyorduk. Bir süre sonra takım komutanı yanımıza geldi. Nişandan baktığında havanın tevcihinin bozuk olduğunu gördü. Durumu anlatmamıza rağmen bize ana avrat küfür etmeye ve nişancı arkadaşımı dövmeye başladı. Arkadaşımı tam bir buçuk saat dövdü. Botun ucuyla bacağına o kadar çok vurdu ki bacağın derisi soyuldu, kemiği görünüyordu. Arkadaşım Ş.F. artık dayak yemekten ayakta duramıyordu. Üstelik iki hafta önce annesini kaybetmişti ve onun acısını yaşıyordu.

Biz hemen Ş.F.’yi revire götürdük ve bacağını sardırdık. Ancak takım komutanı üsteğmen, Ş.F.’ yi tekrar yanına çağırttı ve gelir gelmez sargılı bacağına bir tekme daha attı. Çocuk yere yığıldı. Ben “komutanım ne yapıyorsunuz? Adamın ayakta duracak hali kalmadı, düşmana mı vuruyorsunuz?” deyince benim de üzerime geldi ve göğsüme tekmeyle vurdu. Sonra bana “çavuş sana emir veriyorum Ş.F.’nin memleketi İzmir’e Ş.F. ile birlikte gidiyorsunuz, Ş.F.’nin anasını, bacısını, karısını alıyorsun, bir otel tutuyorsun. Otelin parasını da ben vereceğim. Dördünü de üstüste koyup s...yorsun, sonra da Ş.F.’yi alıp geliyorsun” dedi. Ş.F. duyduklarının karşısında birşey yapamayınca ağlamaya başladı.

Aynı üsteğmen bir başka arkadaşımı da hareket halindeki Mercedes kamyondan tekmeyle aşağı attı. Arkadaşım daha yeni gelmişti, kafasının üstüne düştü. Tam iki ay komada yattı. Ailesine eğitimde oldu dendi. Zaten başta alay komutanı olmak üzere bütün sıralı komutanlar bu tip olayları her zaman örtbas ediyorlardı. Hatta bölük komutanının ağzından şunu duydum: “Bir subay kolay yetişmiyor, asker ise üç ayda bir yetişiyor.”

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı