Ben askerliğimi uzun zaman önce yaptım. Ama burada yazılanların gerçekliğini anlamak için askerlik yapmak gerekmiyor. Sivil hayatta da görebileceğimiz pek çok durum burada yazılanların gerçek olabileceğini zaten anlatıyor. Buyrun, size birkaç gerçek hikaye:
- Okullarda "Milli Güvenlik Bilgisi" diye bir ders vardır (hala var mı bilmiyorum). Bu dersi, bir asker gelir ve verir. Sınıfa giriş ve çıkışta, karşılanır ve uğurlanır. Hiç memnun kaldığını hatırlamam. Ders sırasında kürsüden kalkmadan, siyah güneş gözlüklerini çıkarmadan monoton şekilde dersi anlatır ve gider.
- Orduevlerine gitme imkanınız sanırım olmuştur. Küçük yerlerde düzenlenecek kutlama ve eğlencelerin genelde vazgeçilmez mekanıdır. Asker müzisyenler müzik yapar. Siz şarkı isteyemezsiniz; her şarkı isteğiniz de kabul edilmez. Şarkı söyleyen de " haydi elleri görelim" gibi çoşturucu faaliyette olamaz. Şarkısını hazırolda okumak zorundadır. Malum yasaklar... Komutan eğlenceyi beğenmezse (kesin beğenmez) bitirilmesini emreder, sizde mecburen herkesten özür dilemek ve bitirmek zorunda kalırsınız. Malum emir her şeyin üstündedir.
- Askeri birimlerin olduğu bir yerde yaşıyor ve evinizde bir kutlama yapmak istiyorsunuz. Eğlenceye başladığınız gibi askeri birimden şikayet gelir ve son vermeniz istenir(yani emredilir). Sıkıysa bitirmeyin.
- Trafikte bir askeri araç varsa, rütbe , makam, fors var ya da yok hiç fark etmez, yol hemen açılır; ama sadece ona.
- Tanıdığınız ya da akrabanız bir asker varsa, evde de askerlik vardır. Ne deseniz inanmaz.
Sonuçta asker her yerde asker; yapılacak yap...