Askerlikte paşaların paşa gönülleri olsun diye ilginç faaliyetlere katılan çok insan vardır. Ben de ilginç işler yaptım. Mesela Büyükanıt 1. Ordu komutanıyken askerlik yaptığım tugaya gelecekti. Her yer güzelce temizlendi parlatıldı. Ben de yaptım. 32 yaşında kamuda çalışan yüksek lisanslı bir kısa dönem erbaş olarak, çocuklar ne yapıyorsa aynısını yaptım. Büyükanıt'ın gelmesine yakın ortaya çıktı ki bahçedeki çiçekler Galatasaray'a yakın bir renk skalası sergiliyordu; ama Büyükanıt koyu Fenerbahçeliydi. Hemen seferber olduk, vatanı kurtarmamız gerekiyordu. Paralar harcandı sarı-lacivert çiçekler alındı. Askerler tarafından çukurlar kazıldı, çiçekler ekildi, sulandı. Böylece Büyükanıt havadan sarı-lacivert bir tugay gördü. Biz tabi iş bitti diye mutluyduk. Yine de bizi bu angaryaya koşana, ona neden olana ya da alet olana, ailelerine, ecdadlarına, yedi nesil torunlarına güzelce tam bir asker ağzıyla sövdük. 6 ayımı böyle geçirdim. Şimdi albaylar gerdan kırıyorlar önüme geldiklerinde. Amaçladıkları ne varsa aksi oldu. Yine de ülkem tehlikeye girerse hepsinden önde cepheye koşarım. Tıpkı angaryada arkadaşlarımı terk etmediğim gibi. Bu arada eğitim derseniz 6 ayda en fazla 10 gün eğitim yapmışızdır. O da işin en parlak yanı.
alihan rumuzlu Radikal yorumcusu, 3 Eylül 2010