Tunceli 4. Komando Tugayı'na Erzincan'dan gönderilen 21 timden birinde de ben vardım.
Keskin nişancıydım. Deli silahlar kullandık: 1007 suikast silahı, MG3 makinalı silah, taret uçak savar...
Ben sanırdım ki birebir terörle silahlı nişan alıp çatışmaya girilecek.
Nerede öyle çatışmalar? Anlatırlardı, "çatıştım, adam vurdum", diye. Var mı böyle bir şey? Adamlar yağmur gibi mermi yağdırıyor. Hangi taşın arkasına saklanacağım diye bakınıyorsun sağa sola.
Birgün operasyondayız. Dağda yürürken birden tek bir keleş [kalaşnikof] sesi geldi. Ardından bir baktım ki mermi yağıyor. Biz de atıyoruz tabi; ama göremiyoruz ki mermi nereden geliyor? Sesin geldiği yöne atıyoruz. MG3 kullanan arkadaş ateş atmaya başladı. Şeridi verdik makinaya belki 350 mermi attık ardarda. Tabi namlu şişiyor. Hemen namlu değiştirdik tekrar. Sonra çatışma bitti. Bizden ölen olmadı ama yaralılar vardı. Biri de benim çok sevdiğim bir tertibim. Sol kolundan yaralanmış ama farkında değil. O heyecen ve can havliyle fark edememiş. Yanıma geldi, bir baktım sol kolundan kan akıyor. "Tertip vurulmuşsun", dedim. Bir baktı, kolu tamamen kan! Oraya bayıldı.
Çok gülmüştük ya. Allahtan mermi sıyırmış, ama biraz derindi tabi.
Askerlik çok güzeldir.
İsimsiz, cepforum.com sitesinden alıntı