Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Posta Olmanın Hikmeti

Ben askerliğimi 2005 senesinde kısa dönem deniz er olarak yaptım.

Bizi ilk önce acemi eğitimi için İzmir'de Poligon denen bir yerde askere aldılar. 1200 kadar kısa dönem asker vardı. B. adında psikopat bir üsteğmen bizi devamlı gece dersi yapma gerekçesiyle toplar, biraz konuştuktan sonra küfürler ve tehditler savurmaya başlardı. Kendisine bir hedef asker belirler, olmadık aşağılamalar yapardı.

Bir ay sonra oradan kurtulduğumu sanırken bu sefer de İstanbul Beylerbeyi Deniz Eğitim Komutanlığı'na gönderildim. Orada da bölük komutanı M. Y. astsubay hemşehrisi olan Kırklarelili bir askeri bulup askeriye içerisinde sıkılmasın diye derhal dış posta yapıverdi. Kalanlar ise ellerinde süpürge sağı solu temizlediler. Ben genelde tavla oynayan astsubaylar için gözcülük yapıyordum, rütbeli gelirse haber vermek için. Yoksa al eline süpürgeyi, akşama kadar süpür dur güneşin altında. Üstüne gecede dört saat nöbet tut.

Askerde şunu anladım: dürüst ve doğru isen bütün işleri sana yaptırıyorlar, yalaka isen ve bu yalakalığın bir komutanın hoşuna gittiyse o seni koruyup kolluyor, sadece ona hizmet ediyorsun. Yani komutan postası olmak bu yüzden bütün askerlerin rüyası, angarya işlerden kaçmak için.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı