Paylaşılamayan Asker

Askerliğimi 2002'de Çorlu'da kısa dönem olarak yaptım.

Yabancı dille eğitim yapan sağlam bir üniversiteden mezun olduğum için İngilizce'yle ilgili işi olan kim varsa bir punduna getirip beni kendi birimine alıyordu. Acemiliğimi topçu alayında yaparken revirde bir yüzbaşımız vardı, İngilizce'sinden dolayı 7 kere Tıpta Uzmanlık Sınavı'na girip kazanamamıştı. Her haftasonu bana çarşı yazardı, evine gidip ona İngilizce anlatırdım.

Sonra usta birliğinde kolordu laboratuvarından bir üsteğmen beni kendi yanına aldırdı. Hatta beni paylaşma konusunda yüzbaşıyla küçük çaplı bir tatsızlık da yaşadılar. Aslında paylaşamama nedenlerinin TSK'ya hizmetle ilgili değil kendileri namına benden yararlanmakta ilgili olduğunu her ikisi de benim gibi tastamam biliyordu.

Üsteğmen işine hakim, disiplinli bir adamdı ama yaptığı iş sabahtan akşama kadar internette chat'ti. Tüm gıda analizlerini ise biz yapardık. Onu camekanla ayrılmış odasında sürekli gözler ve her bir sigarasını bitirdiğinde gider pamukla kül tablasını temizlerdim. Çünkü üst devrem bu konudaki hassasiyetini bana sıkı sıkıya tembihlemişti.

Her iki komutanın da şahsi bir kötülüğünü görmedim açıkçası, ama sistem böyle işliyor işte... Askerlik müessesi uzunca süredir amacından saparak tam bir ziyan, tam bir kaynak israfı halini almıştır maalesef. Sorumlu olan herkes apaçık bu gerçek karşısında ağız birliği içerisinde üç maymunu oynamaktadır. TSK harcamalarının denetime tabi tutulmasının ülke ekonomisine yapacağı şahlandırıcı manivela etkisini hayal dahi edemiyorum.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker