Bir Astsubayın Eleştirileri

Burda yazılan her şeyi okudum. Çoğu yerde yazılanlar doğrudur ve daha niceleri var. Özellikle eskiden daha fazla olurdu. Şu an eskiye nispeten daha az. Ama yeterli değil. Şu anki durumda "askere birşey olmasın aman ha rütbeli ölse de önemli değil, çünkü o kendinden sorumlu ama asker emanet" zihniyeti yerleşti.

Her ne kadar egolarını tatmin eden merhamet bilmeyen rütbeliler varsa da aile terbiyesi almamış kural tanımaz erbaş ve erler de unutulmamalı. Bu tür kişiler o kadar çok ki... bütün ülke olarak dejenerasyona uğradık. Burda askerliğini yapmış kişiler yazıyorlar ama çoğu kendilerinide eleştirmeyi unutmasın. Sisteme uyarak ayrımcılık yaptıklarını bilsinler. Nazik davranan rütbeliye saygısız davranmayı, ama küfür edenin önünde put misali durduklarını unutmasınlar.

Askeri okullarda merhamet, vefa, sadakat, üstünkörü anlatılırken küfür, üçkağıtçılık, ahlaksızlık yaşayarak öğreniliyor ve bu durum kışlalarda devam ediyor. Kız arkadaşın yoksa ayıplanırdın. "Sen daha milli olmadın mı diye" dalga geçilirdi. İçki içmeyenle dalga geçilirdi. Sırf içki içilip içilmediğine bakıp fişlemek için yemekler düzenlenip fotoğraflar çekilirdi. Allaha şükür, gözlemlerimden edindiğim bunların yavaş yavaş azaldığı.

Bunu karşı tez olarak yazmıyorum. Ordunun sistemi çöktü çökecek.
 Derhal reformlar yapılmalı ve profesyonel askerliğe adım atılmalı. En başta iç hizmet kanunu tümüyle değişmeli. Tamamen insan haklarına aykırı bir kanun. Rütbeli subay yetkisi dahilinde gözünün üstünde kaşın var ya da ben böyle uygun gördüm diye oda haspine atabiliyor hemde sorgusuz sualsiz. Çalışan değil yalaka olanın kazandığı bir sistem nasıl başarılı olabilir?

Makam sevdası ne kadar kötü bir şey... Her subayın arkasında kuyruk bir posta, bir şoför, bir arazi aracı; her paşanın koruması, emir subayı, altında 4-5 tane arabası, helikopteri... Ayrıca eşine özel araba ve koruma...

Diğer taraftan astsubay yapması gereken ikmal için araba arar durur. Şahsi arabasını kullanır.
Akşam servis saati gelir ama oradan bir üstsubayın işi bitmediği için ya da sırf egosunu tatmin için diğer personel ya onu bekler ya da "lanet olsun" deyip şahsi arabası ile gelir gider.

Ben ne servis ne de bir hak peşindeyim. Ben subay düşmanı veya astsubay destekçisi de değilim. Ben adaletsizlikten, ayrımcılıktan rahatsız bir insanım ve karşımdak insan kim olursa olsun onun yerine kendimi koymadan hiçbir şeye kalkışmıyorum. Keşke herkes böyle düşünse o zaman sorun kalmayacaktır.

Angarya diye tabir ettiğimiz ama olmazsa işlerin yürümeyeceği işleride dışarıdan sivil işçi temin yoluyla halletmek lazım. Rütbeli evini askere değil parası karşılığında dışarıda hamala taşıtmalı. Orduevleri, gazinolar, sosyal tesisler ve kamplar görünürde subay-astsubay için hizmet veriyor; ama asıl amacı üstsubay ve paşaların rahatı içindir. Paşa dinlenme odası, paşa yemek salonu, protokol garsonu vs. Zaten bilen bilir.

Bu tür sosyal tesisler ya tamamen kapatılmalı ya da sivil şirketlere ihale yoluyla devredilmeli ve ayrımcılık derhal kaldırılmalı. Subay, orduevinin en iyi yerinde en iyi manzaralı yeri Astsubay ise kalan neresi varsa alır. Uzman garibim ise adımını bile atamaz orduevine. Hatta şehit uzman çavuş eşi bile girmeye hak sahibi değildir.

Göreve gidersin orduevinde yer vermezler. "O zaman neden yaptın bu tesisi" diye soruyor insan.
Neden mi? Çünkü tatil yapmaya, gezmeye gelmiş bir ton emekli doldurmuş tesisi. Sen de 20 kişilik koğuş gibi yerde kalırsın.

12 yıl çalışırsın ama daha yeni gelmiş bir subay kadar bile maaş alamazsın. 24 saat uyumadan ayağındaki botu bile çıkaramadan nöbet tutacaksın derler. Hangi akla mantığa uyar bu?

Sistemin hala çökmemesi, bize ecdadımızdan kalan bazı güzel huyların içimizde bir yerde olmasından ve hala bu şekilde yaşayan insanların varlığından kaynaklanıyor. Ancak hep ödün vermeye daha ne kadar dayanılır bilemiyorum. Yaşamayan bilmez. Bu yazdıklarım sadece az bir şey. Allah'ın izniyle düzeleceğine inancım tam.

Havacı bir subayın ses kaydı çıkmıştı internette. Onun dediği gibi, savaşa girsek dökülür bu ordu. Şimdi aynı Sarıkamış faciasını yaşayacak durumdayız.

Kim demiş saltanat kaldırıldı diye. Eskiden bir sultan vardı, şimdi binlerce.

İsimsiz, bize ulaşan astsubay