Oh Ne Ala Memleket!

Askerliğimi 1999-2000 arası Diyarbakır'da yaptım.

Birgün astsubay üstçavuş olan komutanımla sohbet ederken bana dedi ki "Şu lojmanları görüyor musun? PKK itirafçılarına oturmaları için buralardan ev verdiler, ama bana vermediler." Sonra annesinin başı açık resmini gösterdi. "Bak" dedi "benim annem bilmem kaç yaşından sonra resim çektirmek için başını açmak zorunda kaldı." Anlaşılıyordu ki ordu istihbarat topluyordu ve kimin annesi, karısı tesettürlü diye türlü yollarla deşifre etmeye çalışıyordu. Komutanımın o anki psikolojisi beni gerçekten etkilemişti.

Bulunduğum yer KTM, askeri toplanma merkeziydi. Güneydoğu'dan yani çatışma alanlarından gelen, tezkere almış veya izine giden askerler önümden sırayla geçiyordu. Maalesef o şartlarda delirmiş birini gördüm: Ağzını açmış kaleminin mürekkebini ağzına damlatmaya çalışıyordu. O kadar tuhaf oldum ki, hala düşündükçe içim burkulur. İnşallah düzelmiştir garibim.

Nice insanların kanlarına girdi bu zihniyet, işte görüyoruz. Bence olanların onda biri bile ortaya çıkarılmadı.

Zenginler ya da babası rütbeliler eşofmanlarla gezerek askerlik yaptı. Daha nice olaylar... Askeriyede nöbet tutmaya gelen sarhoş astsubaylar, albaya ve karısına tahsis edilmiş araba ve şoförü... Düşünün, her albayın eşi için bir sivil araba tahsis edilmiş olsa... Türkiye çapında hesabını yapmak bile zor.

Bu devlet elbette zor ilerler. Sen bütçenin üçte birini al, har vurup harman savur. Üstelik bunlara yolsuzluk soruşturması açılmasın, oh ne ala memleket! Peygamber ocağının maalesef adı kaldı, gerisi laf.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker