Neden Açlık Grevi Yapıyorum?

Vicdani retçi İnan Süver'in Ekim 2010'da Buca Askeri Cezaevi'nden yazdığı mektup

15. Koğuş dedikleri yer 2 metre genişliğinde, 3.5 metre uzunluğunda 10 hücreden oluşuyor. 10. hücrede Memed, 9. hücrede ben kalıyorum. 7. ve 8. hücreler boş. Memed'in yalnızca sesini duyabiliyorum. Memed ODTÜ mezunu, turizmci. Suçunu bilmiyorum. Sürekli bağırıp tepiniyor. Akli dengesi yerinde değil. Elbiselerini ve verilen battaniyeyi yırtıp, duvarları yumrukluyor.

Dün sabah 04'te uyandırdı beni. Geceyarısına kadar bağırıp durmuştu. Bazen acayip oynak şarkılar söylüyor. Bazen üşüyorum diye inliyor. Bazen de, "basurum var, götüm acıyo" diye ağlıyor. Memed sürekli olarak etrafa sıçıyor. Osuruk ve bok kokusundan bazen baygınlık geçiriyorum. Ancak gardiyanlar gelip acımasızca vurduklarında içim eziliyor. Üzülüyorum. Memed'le bazen sohbet ediyoruz. Mesela ben "Ankara" diyorum o "götüm kara" diyor. Böylesi sohbetler...

Burdaki gardiyanların bazıları iki ayaklı hayvan. Aslında hayvan da denmez bunlara. Bana Memed'e davrandıkları gibi davranmıyorlar. Yani aslında benimle hiç konuşmuyor, yüzüme dahi bakmıyorlar. İlk gece battaniye, yastık ve çarşaf vermediler. Bir tek üzeri önceden kanlanmış bir sünger döşek verdiler. Eşimin bana getirdiği yeni, giymeye kıymadığım elbiselerin tümünü üşüdüğüm için üstüste giyip bu kanlı döşekte uzanmak zorunda kaldım.

Sigara ve su da vermiyorlardı. Suyu çeşmeden avucumla içtim. Ertesi gün su ve sigara verdiler. Bu sabah ise müdür odasına çağırdı beni. Gittim, daha ağzımı açmadan, "vatan haini misin ulan, atın bu vatan hainini 17'ye" diye bağırdı.

Burası daha beter. Kedi büyüklüğünde, cesur, kaçmayan farelerle dolu. Oldum olası fareden çok korkar, tiksinirim. Kaldığım hücrenin kapısı demir parmaklıklı; yani her an uykuda farelerin saldırısına uğrayabilirim. Yine su, şeker ve sigara verilmiyor.

Kaç gündür yazdığım tüm mektuplarımı bu sabah almışlar çantamdan. Bu mektubu şimdi alelacele yazdım. Aklım durmuş gibi. Kafam çalışmıyor artık. İki satır bir şey yazamıyor, konuşurken cümlenin sonunu getiremiyorum. Ha burada çok üşüyorum. Yani açıkçası çok zorlanıyorum. Birileri beni kurtarsın buradan.

Bu yerden de alındım. Şimdi üst kattayım ve yazmaya devam ediyorum. Burası biraz iyi ama yatak leş gibi. Bu arada bu koğuş ve hücre değişikliklerinde [elbiselerimin?] yarısı başka yerlerde kaldı. Ana koridorun camları kırık. Kaldığım hücre demir parmaklıklı. Yani burada da fareler olabilir. Şimdilik yok ama kesin vardır. Bu şerefsizler her yere tırmanıyorlar. Bu kattaki hücrelerin tamamı boş. Bir tek ben varım.

Bana, "neden açlık grevine gidiyorsun" diyenleredir bu mektubum.

İnan Süver'in cezaevinden yazdığı mektup