Copun Ne İşe Yaradığını Öğrendik

Yıl 1980. Diyarbakır ilinin Lice ilçesinde jandarma askeriydim. Örgüt filan yok o zamanlar, Güneydoğu’da sürgün psikolojisi var.

Bir uzman gelmiş karakola, şöhretli mi şöhretli. Sürgün gelenlerden. Komutanın yine psikolojisinin bozuk olduğu bir gündü, akşama doğru Şaklat köyüne doğru gittik. Sadece bir takım askeriz ama asker yarı tanrı o zamanlar.

Komutan sövüp duruyorken emir verdi, köyün bütün erkeklerini meydana toplayın diye. Emir yerine getirildi. Köylüler komutanın kendilerini neden topladığını anlamadan komutan “soyunun” emri verdi. Bütün erkekler anadan üryan soyundular. Mırıldanmalar başladı ama herkes sırtını birbirine döndü. Irak’ta Ebu Greyb Cezaevi’nde Amerikalıların yaptığının daha kötüsünü o komutan gariban köylülere yaptı. Donup kaldık.

Copun aslında ne işe yaradığını öğrendik. O cop var ya o cop, sürgün uzmanın Fis Ovası’nın kenarında PKK’nın kurulmasını nasıl dolaylı da olsa körüklediğini gösteriyor. Ve Şaklat daha sonra örgüte en çok destek veren yer olmuş. Örgütün dağa adam çıkarmak için toplama merkezi haline gelmiş. Peki kim söyleyecek bu tür hataları? Oradaki insanları nasıl kaybettik? O copun acısı nesilden nesile hissedilmiyor mu?

İsimsiz, bize ulaşan eski asker