Ben Aptalım

70/2 tertip olarak Sivas'ta acemi birliğimi yaptım. Çavuş eğitimi aldım.

Acemi birliği süresi içerisinde belli dönemlerde silah atışı yaptırırlar. Bölük olarak bizleri de atış alanına götürdüler. Çoğumuz hayatımızda ilk kez bir tüfeğin tetiğine dokunacaktık. Bir grup asker ön tarafa çıkarak nişan atışı için hazırlandılar. Bir arkadaş atış emri verilmeden ateş etti. Bunu gören çavuşlar kızdılar, ağza alınmayacak küfürler birbirini izledi. Ana avrat düz gittiler, iç organlarına bile küfrettiler. Ne dalak kaldı, ne ciğer, ne de böbrek.

Çavuşlardan biri elindeki keçeli kalemle arkadaşın alnına ''ben aptalım'' yazdı. Çavuşlar kendi aralarında kahkahalar atıyorlardı. Bununla da kalmadılar. Çavuş alnına yazı yazdığı ere soruyordu: "Sen nesin?" Erden alnına yazılanı sözlü olarak söylemesini istiyordu. Asker avazının çıktığı kadar bağırıyordu: “Ben aptalım, ben aptalım!” Çavuş defalarca sordu, er defalarca avazının çıktığı kadar bağırdı: "Ben aptalım, ben aptalım, ben aptalım."

Askerin bağırması çavuşların hoşuna gidiyor, kendi aralarında gülüyor, kahkahalar atıyorlardı. Tüylerim diken diken olmuştu. O an aklıma atış sırası bana gelince tüfeği, çavuşlara doğru çevirmek geldi. Bir taraftan da dua ediyordum: "Allahım aklımı bana bağışla, beni dönülmeyecek bir yola sokma."

18 ay bu ülkeye askerlik yaptım. Vatan, millet, Sakarya... Geçin bunları! İki erkek evlat sahibiyim. Çocuklarımın bu ülke için, bu şartlarda askerlik yapmasını istemiyorum. Allah şahidimdir, bu ülke için, bu topraklar için canımı bir defa değil bin defa seve seve veririm. Ama bu ordu için bırakın savaşmayı, bırakın ölmeyi hiçbir şey yapmam. Çünkü bir asker gördüğüm zaman alnında hep aynı yazıyı okuyorum: “Ben aptalım!”

İsimsiz, bize ulaşan eski asker