Vanlı Askerlere Marş Dayağı

1998 yılında Antalya'da askerliğe başladım. Daha ilk haftamda beni teğmen ve üsteğmenin habercisi yapmışlardı.

Birgün öğle yemeği sırasında Samsunlu bir çocuk geldi teğmenin yanına. Öyle bir gür sesle tekmil verdi ki sanırsınız haçlı ordusu denizden çıkartma yapacak. Ardından teğmene dedi ki: "Komutanım bölükte iki Vanlı asker var, bunlar İstiklal Marşı'nı okumuyorlar ve yemekhanedeki yemeği yemiyorlar." Ardından teğmen: "Hemen buraya getir onları!" dedi. 5 dakika sonra Samsunlu yanında bu iki gariban çocukla geldi. Diğer tüm askerler gibi onlar da acınası bir durumdaydılar; ama bunların durumu farklıydı: Acıları yüzlerindeydi resmen. "Biz nereye geldik, toplama kampında mıyız?" edası vardı çocuklarda.

Teğmen: "Yemekhanedeki yemekleri yemiyormuşsunuz! İstiklal Marşı'nı da okumuyormuşsunuz, doğru mu lan?" diye sordu. Çocuklar cevap vermeye başlamadan teğmen "siz vatan haini misiniz lan şerefsizler" diyerek öyle bir tekme atmaya başladı ki çocuklara... Tam bacaklarını, kaval kemiklerini, o ucu demirli botlarıyla tekmeliyordu. Çocukların kemiklerinden gelen sesler hala kulaklarımda, o sesi unutamıyorum.

Çocuklar "komtanim, biz marşi bilmiyor, bilmiyor!" diye cevap vermeye çalışıyorlardı. Belli ki okul falan okumamışlardı. Tertemiz kalmışlardı yani. Ama bu durumu "cahil" olarak adlandırıyorlardı askerde. Buna rağmen teğmen hala tekmeliyordu askerlerin bacaklarını. Çocuklar yere yığılmışlardı. Samsunlu işgüzar dalkavuk asker de olayı gururla izliyordu.

Sonradan öğrendiğime göre bu Vanlı çocukların her ikisi de evliymiş ve çobanlık yapıyormuş. Okula gitmemişler. Okul köylerine uzakmış. O gün de çıkan yemeği de beğenmemişlerdi. Bilmedikleri bir yemeği yiyememişler işte, bundan daha doğal ne olabilir ki?

Samsunlu asker eğer biraz akıl yürütseydi böyle bir olaya sebep olmazdı sanırım. Bir defa bu çocuklar ta memleketlerinden ülkenin bir ucuna kadar askerlik yapmaya gelmişler. Hem de seninle beraber. Aynı yemeği yiyip aynı yerlerde kalıyorsunuz. Yanındaki bir adamı vatan haini olarak şikayet etmen çapsızlığın da üstünde bir şey olsa gerek.

Belli ki Samsunlu bir hata yapmış ve muhtemelen hatasını fark etmiştir. Ama subay ve astsubaylar hergün bu tür olaylara imza atıyorlar, hiç uslanmadan...

İsimsiz, bize ulaşan eski asker