Yoğurt Peşinde

Şırnak'ta askerlik yaptım. Kantinde idim ve diğer askerlik yapanlara göre nispeten rahattım. Ancak bu rahatlık başıma tuhaf şeylerin gelmesine engel değildi. Neticede Türkiye'de askerlik yapıyorsun.

Bizim tümen komutanı tuhaf bir adamdı emir subayını bizim kantine gönderir, muz almasını isterdi. Alacağı muzu da tarif ederdi: Düz olacak (hilal şeklindeki muzu sevmezdi), tam sarı olacak, üzerindeki kabukta en ufak bir leke olmayacak. Bunun için de ben dahil emir subayı ve üç askerle birlikte 5 kişi kantine gelen muzlardan böylesini arıyorduk. Yanlış anlaşılmasın, her şey vatan için.

Bununla da sınırlı değil tabi. Bir keresinde tümen komutanının eşi bir yoğurt markasının ismini verdi. Şırnak'ta yoktu, bulamadık haliyle. İlla tutturdu o yoğurdu isterim diye. Neyse ki Gaziantep'te bulduk. Otobüsle getirmelerini söyledik. Valla ne yalan söyleyeyim, savaş kazanmış bir komutan edasında tüm kantin başkanlığı, yoğurdu hanımefendiye gönderdik. Netice mi? O kadar yol gelen yoğurdun otobüsteki sallanma dolayısıyla üzerinin hafif sulanması yüzünden yine fırça yedik. Ama dedim ya, her şey vatan için.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker