Vergi İadesi Usulsüzlükleri

Ben askerliğimi, 1992-93 arasında asteğmen olarak Hava Kuvvetleri Karargahı'nda yaptım. Bu süre zarfında benim dikkatimi çeken ve hala dost meclislerinde anlattığım 5 küçük (!) olay var. Onları sizlerle de paylaşmak istedim.

1- Bizim zamanımızda vergi iadesi vardı, biliyorsunuz. Bütün harcamalarını askeriyeden yapan subaylar ay sonunda maaşının tamamı kadar harcama beyan edip fişleri dolduruyorlardı. Eğer açık kalan fiş miktarı olursa askeri kantinden boş fişler temin ediliyor, uygun şekilde doldurulup kaydediliyordu.

2- Ülke geneline göre hayli iyi maaş alan subayların hiçbiri ordu evleri ve askeri birimler dışında lokantaya gitmez. Çünkü askeri birimlerde yemek fiyatları sudan ucuz(!)

3- Bizzat yaşadığım bir hatıram var ki, askere bakış açımı tamamen değiştirdi: Tıraş olmak için karargah berberinde sıra bekliyordum. Bir albayın sırası olduğunu söylediler, haber verdiler, albay geldi, tıraş oldu, ücretini verdi. Berberin bozuk parası olmadığı için paranın üstünü veremedi. Asker çocuk yarım saat parayı bozdurmaya çalıştı. Biz de albay da bu süre zarfında bekledik. İşin komik tarafı neydi dersiniz? Albayın yarım saat beklemesine sebep olan para -sanırım- 25 kuruş civarındaydı! (Bugüne kıyasladığımızda dışarıda saç kesme 10 lira ise karargahta 1 lira idi. Ve bu kadar ucuza saç kestiren bir albay üç kuruşluk para üstünü geri alabilmek için yaklaşık yarım saat berberin para üstü getirmesini bekleyebilmişti.) Acaba albay geçim sıkıntısı mı çekiyordu, yoksa askeriyede bedava yaşamaya çok mu alışmıştı bilmiyorum.

4- (Bunu karargahtaki sivil memurlardan ve hakkaniyetli subaylardan dinledim. Daha sonra görerek de müşahade ettim) Hava kuvvetleri karargahının karşısındaki lojmanlar generallerin lojmanıydı. Ve oraya gelen her generalin hanımı her seferinde evi baştan yıkıp dizayn ediyor. Yeni gelenler, her şeyi sıfırdan yapıyordu. Hatta ev 1-2 ay önce tefriş edilmiş olsa bile...

5- (Bunu hem anlatılanlar hem de bizzat yaşadıklarımla test ettim) Karargahta albay fazlası vardı. Terfi alamamış albaylar hem terfi bekliyor, hem de emekli olmamak için direniyordu. Bu süre zarfında da orduda atıl kalan albaya rütbesine uygun yeni bir iş (!) gerekiyordu. O zaman da yeni şubeler kuruluyordu.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker